22 Aralık 2009 Salı

İzmir'in mi ETMK'nın mı İşi Zor?


Sanırım aylardan Haziran’dı ve ben hazırlıksız yakalanmıştım. Ankara’dan ETMK Yönetim Kurulu’nun eğer kabul edersem beni İzmir Temsilcisi olarak seçeceklerini bildirmek için cep telefonumdan aradıkları sırada şehrin kalabalık caddelerinden birinde karşıdan karşıya geçmeye çalışıyordum. Karşıdaki ses (sevgili Gülay Hasdoğan) şakayla karışık bunun tarihi bir an olduğunu söylüyordu ama üzerime gelmekte olan araçların bunun farkında olmadıkları belliydi. Bırakın ETMK temsilcisine, yoldaki herhangi bir insanın varlığına bile katlanamayacak kadar sıcaktan bunalmışlar ve canavarlaşmışlardı. Güç bela kendimi karşı kaldırıma atabildim ve Gülay’a önce “Hadi seçin bakalım” dedim. Seçtiniz mi diye sorup evet seçtik yanıtını aldıktan sonra da şöyle bir etrafıma bakındım. Hiçbir değişiklik olmamıştı. Ne biçim tarihi bir andı bu. Sıcak ve hiçbir şeyin değişmez göründüğü.


ETMK İzmir Temsilcisi seçildiğim o günden bu güne bir yaz mevsimi geçti ve itiraf etmeliyim ki bu geçen sürede bu temsilcilik konusu üzerinde çok da durmadım. Hatta buradaki meslektaşlarımla ve dostlarımla bile yeterince paylaşmadığımı ETMK’nın resmi duyurusundan sonra fark ettim. Odası benim yanımda olan ve birlikte çalıştığım insanlar bile beni o mesajdan sonra tebrik ettiler. Bu satırdan sonra ETMK Yönetimi doğru insanı seçip seçmediğini düşünmeye başlamalı zaten ama olan oldu bir kere. Valilikteki Dernekler Masası görevlisi bile tam bayram öncesi belgeleri aldıktan sonra yüzüme bakıp “Hayırlı olsun” dedi çoktan.
Şimdi ben de soruyorum kendime ve de herkese: Ben ETMK’nın İzmir’deki temsilcisi miyim, yoksa İzmir’in ETMK’daki temsilcisi miyim? Eğer ETMK’nın İzmir’deki temsilcisiysem İzmir’in işi zor, eğer İzmir’in ETMK’daki temsilcisiysem de, biraz da ortak sebepler dolayısıyla ETMK’nın işi zor gibi geliyor.
Eğer ETMK’nın İzmir’deki temsilcisiysem İzmir’in işi zor, çünkü ETMK için yirmi yıllık geçmişine rağmen kurumsallaşma konusunda çok da başarılı olmuş bir dernektir demek zor.  Evet ETMK pek çok başarıya imza atmış, Türkiye’de endüstriyel tasarım mesleğinin yükselmesinde katkıları olmuş bir dernektir ama bu başarılı organizasyonlar yanında kendi kurumsallaşmasını ve kendi organizasyonunu da ileri götürdüğünü söylemek biraz zordur. Evet, ETMK bugün bir Tasarım Konseyi kurulmuş olmasında, Resmi Gazete’de yayınlanan kararlarda, Design Turkey gibi büyük çaplı bir ödül organizasyonunda, tasarım yarışmalarına verilen desteklerde, mesleğin ulusal ve uluslararası platformlarda tanınır ve bilinir olmasında önemli katkıları olan bir kurumdur ama, yirmi yılı aşan bir süre boyunca iki şehrin sınırlarını aşamayan, hele Ankara’nın doğusunda varlığını hiç geliştiremeyen, hem tek örgütlü yapı olmakla içten içe gurur duyan hem de dernek statüsünün ötesine geçemediği için bu mesleğin pastacılardan hamamcılardan daha örgütsüz kalmasının özeleştirisini de yapmak zorunda olan bir kurumdur aynı zamanda. Geçmişte kaldığını ümit ettiğimiz ETMK’nın yeri Ankara mıdır, İstanbul mudur gibi, içinde olmadıkça İzmir’den ve bütün dünyadan bakıldığında absürd ötesi görünen tartışmalar da İzmir’in işini zorlaştırmaktadır. Sırf bu nedenle bile İzmir’de ETMK’dan bağımsız bir meslek örgütlenmesi gerekliliği uzun zamandır gündemde olan bir konudur. Mezun olmak bu mesleği Türkiye’de hakkıyla yapabilmek için yeterli değil ne yazık ki. Mezun olduktan sonraki profesyonel hayatın gerçekleri içinde bu mesleği hakkıyla yapacaklara destek olacak, onların sorunlarıyla ilgilenecek, onların hakları için örgütlü mücadele edebilecek bir yapıya hatta yapılara ihtiyaç var. ETMK bunların bir tanesi olabilir ama hepsi olamaz. ETMK aynı anda hem akademik hem de profesyonel endüstriyel tasarım konularının adresi, hem oda, hem konsey, hem dernek, hem sivil toplum örgütü, hem politik kararların ve yasaların muhatabı gibi davranmakta, ya da en azından bu roller arasında gidip gelmektedir. Sonuçta da bir yandan içine sığamadığı gömlekler giyerken bir yandan da ceketlerin içinde kaybolmakta, kimileri için bu mesleğin her şeyi iken hiçbir şeyi olabilmeyi başaran nadir bir tablo çizmektedir.
Eğer İzmir’in ETMK’daki temsilcisiysem ETMK’nın da işi zor, çünkü buranın sınırlarını aşan bir sebepler silsilesi dolayısıyla İzmir de özellikle bu mesleğin profesyonel örgütlenmesi konusunda parlak bir geçmişe sahip değil. Hatta bir geçmişe sahip bile değil. İzmir ve yakın çevresinde bugün 2 üniversitede endüstriyel tasarım programları yürütülüyor olmasına, endüstriyel tasarım ofisleri yanında önemli sayıda profesyonel endüstriyel tasarımcının gerek çeşitli firmalar bünyesinde, gerek serbest tasarımcı olarak çalışıyor olmalarına rağmen, bu mesleğin örgütlenme sıkıntısı İzmir’de de yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Bu zaafı aşmak yönündeki girişimlerde yer almış olsam da bugüne kadar pek yol alınabildi diyemiyor ve bu çabalardaki olumlu olumsuz benim de sorumluluğum olduğunu kabul ediyorum. Mesleki örgütlenmeler birer sonuç değil başlangıç; amaç değil araç aslında. Ve endüstriyel tasarım mesleği adına ben de dahil olmak üzere akademik kimliği ön planda olan kişilerden daha çok profesyonel tasarımcıların meslek konularını geliştirecek bir örgütlenme çabası içine girmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden ETMK İzmir Temsilcisi olmayı, “şartlı olarak” kabul ettim. O şart da bu konumun İzmir Şubesi kurulana kadar geçerli olmasıydı. Şimdi tek umudum İzmir’deki örgütlenmenin akademik bir yapılanma olarak gerçekleşmesi değil, ağırlıklı olarak profesyonel tasarımcılar tarafından kurulup işletilmesidir. Biraz iddialı olacak ama ETMK olsun olmasın profesyonel bir meslek örgütünün genelde tüm Türkiye’de, özelde de İzmir’deki eksikliği, bu mesleğin diğer mesleklerle kıyaslandığında profesyonel olarak gerçekleştirilememesinin en büyük nedeni ve bu mesleği profesyonel olarak yapanların da çözmesi gereken en önemli sorunudur.
Bütün bunlar demek değildir ki Endüstriyel Tasarım profesyonel olarak örgütlenme zaaflarına mahkum bir meslektir ve ben de bu zaafların İzmir’deki temsilcisiyim. Tam tersine bu meslek şu veya bu şekilde örgütlü yapılara kavuşarak ilerleyecektir ve önünde kat etmesi gereken uzun da bir yol vardır. Bu mesleğin odası da, konseyi de, dernekleri de, meslek kuruluşları da, bunların sadece iki şehir haricinde temsilcilikleri ve şubeleri de kurulmak zorundadır ve kurulacaktır da. Kayseri’de, Gaziantep’te örgütlü endüstriyel tasarım meslek kuruluşları var olmadığı sürece Ankara’nın, İstanbul’un, İzmir’in endüstriyel tasarım sorunları da çözülemeyecektir. ETMK’nın temsilinden çok asıl mesleğin temsili önemli ve gereklidir. İzmir’deki öğrencilerimin burada bir kısmını dile getirdiğim kaygılarla ETMK Genç adı altında yeni bir örgütlenme çabası içine girmeleri bile umut verici bir girişimdir. ETMK’dan bağımsız örgütlenme çabalarına girişmek bile bu mesleğe zarar değil yarar getirir. ETMK’yı kurmuş olan bizim kuşakların tüm günahları ve sevaplarıyla bugüne geldiklerine bizzat şahit oldum. Bundan sonrasının ne kadarını gerçekleştirebiliriz ne kadarını görebiliriz, zaman gösterecek. Tam bu satırları yazarken radyodan bugünün Fikret Kızılok’un ölüm yıldönümü olduğunu öğreniyorum ve bir şarkısı çalınıyor kulağıma: Kalbim dayanmak artık kolay değil / Bırakacak gibisin yarı yolda


Hele bir yarı yola varalım da.
A. Can ÖZCAN
ETMK İzmir Temsilcisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder